fbpx
Skip to content

2023 Goldman Prize Winner

Zafer Kizilkaya

Oceans & Coasts
Asia
Turkey

In collaboration with local fishing cooperatives and Turkish authorities, Zafer Kizilkaya expanded Turkey’s network of marine protected areas (MPAs) along 310 miles of the Mediterranean coast. The newly designated areas were approved by the Turkish government in August 2020 and include an expansion of the MPA network by 135 square miles (350 sq. km) of no trawling/no purse seine, and an additional 27 square miles (70 sq. km) of no fishing zones. Turkey’s marine ecosystem has been severely degraded by overfishing, illegal fishing, tourism development, and the effects of climate change—and these protected areas help mitigate these challenges.

Read More

Meet Zafer Kizilkaya

Read in:

In collaboration with local fishing cooperatives and Turkish authorities, Zafer Kizilkaya expanded Turkey’s network of marine protected areas (MPAs) along 310 miles of the Mediterranean coast. The newly designated areas were approved by the Turkish government in August 2020 and include an expansion of the MPA network by 135 square miles (350 sq. km) of no trawling/no purse seine, and an additional 27 square miles (70 sq. km) of no fishing zones. Turkey’s marine ecosystem has been severely degraded by overfishing, illegal fishing, tourism development, and the effects of climate change—and these protected areas help mitigate these challenges.

Zafer Kızılkaya, yerel balıkçılık kooperatifleri ve Türk makamlarıyla işbirliği yaparak, Türkiyenin Akdeniz kıyılarındaki deniz koruma alanları (DKA) ağını yaklaşık 500 kilometre boyunca genişletti. Türk makamları tarafından Ağustos 2020’de onaylanan bu yeni alanlar, trolsüz/gırgırsız DKA ağının 350 km2, avlanma yasağı olan bölgelerin ise 70 km2 genişletilmesini de kapsıyordu. Türkiyenin deniz ekosistemi aşırı avlanma, yasa dışı avlanma, turizmin gelişmesi ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle ciddi zarar gördü – ve bu koruma alanları söz konusu sorunları azaltmaya yardımcı olacak.

Akdeniz Kıyıları

Türkiye coğrafi ve kültürel olarak Avrupa ile Asya’nın kesişim noktasında yer alıyor. Ülkenin Akdeniz ile Ege’nin buluştuğu yerde bulunan güneybatı kıyısı olağanüstü güzellikleriyle tanınıyor. Akdeniz kıyılarının incisi olan 100 km uzunluğundaki Gökova Körfezi, bir zamanlar balık ve deniz yaşamıyla doluydu.

Akdeniz maalesef dünyada aşırı avlanmaya en fazla maruz kalmış deniz alanı durumunda ve Türkiye’nin kırılgan deniz ekosistemine yönelik tehditler uzun süredir devam ediyor. Türkiye kıyılarında yaşayan topluluklar, yasal ve yasa dışı aşırı avlanmaya ek olarak plastik kirliliği, sürdürülemez nitelikteki kıyı yapılaşmaları ve turistik altyapı inşaatları, istilacı türlerin yayılması ve denizlerin ısınması gibi sorunlarla karşı karşıya. Bu çeşitli tehditlerin toplam etkisi, hem deniz yaşamını hem de bölgenin balıkçılık ekonomisini derinden etkiliyor.

Akdeniz kıyılarındaki yıkıcı balıkçılık, yerel balık popülasyonlarını korkutucu düzeylere düşürdü; kum köpekbalığının üreme alanlarını tehdit etti ve nesli tükenmekte olan Akdeniz fokunun ve sini kaplumbağalarının (Caretta caretta) önemli yaşam alanlarını yok etti. Her yer hayalet ağlar ve terk edilmiş av araçlarıyla dolu ve bunlar parçalanmıyor, aksine rutin olarak hayvanların bedenine dolanıyor veya onlar tarafından yutuluyorlar.

Ayrıca, istilacı sokar balığı, etçil aslan balığı ve balon balığı Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz’e girdi. Bu türler bölgedeki deniz yaşamının dengesine ciddi bir tehdit oluşturuyor çünkü hızlı çoğalıyorlar, yerel türleri avlıyorlar, deniz bitki örtüsünü aşırı tüketiyorlar ve bunların doğal avcıları Akdeniz’de neredeyse yok gibi. Deniz biyologları, balon balığı ve aslan balığını “bilinen en zararlı istilacı türler” olarak niteliyor.

Bu durumun yerel balıkçı toplulukları için net sonucu ise avlanan balık miktarının azalması, avlanan türlerin ise halkın rağbet etmediği, istilacı türler olması.

Deniz Aktivisti ve Savunucusu

53 yaşındaki Zafer Kızılkaya, 2012 yılında kurduğu Akdeniz Koruma Derneği’nin (Mediterranean Conservation Society) başkanlığını yürütüyor. İnşaat mühendisi olan Kızılkaya, Ankara’da Jacques Cousteau belgeselleri izleyerek büyüdü ve denize aşık oldu. Üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra deniz altı fotoğrafçısı ve su altı mühendisi olmaya karar verdi. Uzun yıllar Endonezya’da fotoğrafçılık ve deniz araştırmacılığı yaptı ve tropikal Pasifik’te gezi ekiplerine liderlik etti. Türkiye’ye dönüp Gökova Körfezi’ndeki bozulmanın ne denli ilerlediğini görünce dehşete kapıldı ve kendini Türkiye’nin denizlerini yıkımdan kurtarmaya adadı.

Sorun Çözücü ve Doğuştan İletişimci

Zafer Kızılkaya 2012 yılında yerel balıkçı topluluklarıyla işbirliği yaparak Türkiye’nin ilk topluluk yönetimindeki deniz koruma alanını Gökova Körfezi’nde kurdu. Onun liderliğinde, Gökova Körfezi’nin ciddi ölçüde bozulmuş ekosistemi hızlıca toparlanmaya başladı.

Başarılı olan Gökova Körfezi modelinden hareketle Kızılkaya ve ekibi, deniz koruma alanları ağını güneydoğuya doğru genişletmek için 2017 yılı sonunda Türk Hükümeti’ne başvurdu. Kızılkaya, kendisini zorlu ve bürokratik bir kampanyaya hazırladı: Yeni deniz koruma alanları hükümet tarafından ancak dört yılda bir onaylanıyordu ve taleplerinin kapsamı ilk DKA’dan daha genişti.

Zafer Kızılkaya, devlet bakanlarını ve sahilin diğer bölgelerindeki balıkçı topluluklarını, deniz koruma alanlarında ilk DKA’dan bugüne kadar kaydedilen iyileşmeyi görmek üzere Gökova Körfezi’ne davet etti. Mevcut balık düzeylerine dair veri toplamak için balıkçı kooperatifleriyle işbirliği yaptı, su altını bizzat izledi ve ardından kooperatiflere ve bakanlara kanıtları sunarak yeni deniz koruma alanının sınırlarını önerdi. Tüm paydaşlarla güçlü ilişkiler geliştirmeye kararlı olan Kızılkaya, balıkçı kooperatifleriyle yakın işbirliği yaptı ve kampanyaya aktif katılımlarını teşvik etti, eğitim imkanları sundu ve deniz koruma alanlarını belirlemekten sorumlu yetkililerle iletişim kurmalarını sağladı.

Birçok balıkçı önceki deniz koruma alanlarını bilmiyordu; Kızılkaya bu nedenle broşürler bastırıp deniz koruma alanlarında avlanırken yakalanan balıkçılara dağıttı. Yenilikçi bir program hazırlayarak yerel balıkçıları eğitti ve deniz devriyelerine dönüştürdü. Bu devriyeler, görüntüleri mahkemeler tarafından kabul edilen vücut kameraları taşıyor fakat tutuklama yetkisine sahip değiller. Yasadışı avlanma tespit ettiklerinde, Sahil Güvenlik ekiplerine haber veriyorlar.

Kızılkaya istilacı aslan balığı popülasyonunu azaltmak için de akıllıca yöntemler geliştirdi. Yerel şefleri, aslan balığını yemek tariflerinde kullanmaya teşvik etti, deniz ürünleri festivallerinde standlar kurarak aslan balığını tanıttı, bu türlerin mutfak cazibesini artırmak için ünlü şeflerle cazip bir pazarlama program oluşturdu ve hatta Michelin yıldızlı bir şef tarafından onaylanan yemek tarifleri bile hazırlandı. Balıkçıların tüm tedarik zincirlerini inceledi ve iki tarafta da sorunları gidermeye çalıştı, örneğin balıkçıları, aslan balığını restoranlara servis etmeden önce balığın zehirli dikenlerini çıkarmaları konusunda eğitti.

Deniz Koruma Alanlarını Genişletme

Zafer Kızılkaya’nın çabaları 2020 yılının Ağustos ayında sonuç verdi ve devlet, deniz koruma alanlarını güneydoğu sahillerine doğru yaklaşık 500 km genişletme kararını açıkladı. Trolsüz/gırgırsız deniz koruma alanları ağı 350 km2, avlanma yasağı olan bölgeler ise 70 km2 genişledi. Bu toplumsal hareket sonuçta deniz yaşam alanlarını ve türleri korudu ve Akdeniz kıyılarındaki balıkçı topluluklarını destekledi. Bu süreçte Türkiye, etkili deniz korumanın mümkün olduğunu bölgeye göstermiş oldu. Şimdi alandaki deniz yaşamı toparlanıyor. Bu, Türkiye’nin ilk Goldman Prize ödülü.

How You Can Help

  • Learn about marine life in the Mediterranean and how marine protected areas increase the resilience of marine ecosystems against climate change.
  • Support Zafer’s organization, Akdeniz Koruma Dernği (the Mediterranean Conservation Society):